Anksiyete, olumsuz beklentinin hem zihinsel hem de fiziksel halidir. Zihinsel olarak, artan uyarılma ve kaygının dayanılmaz bir endişeye dönüşmesi ve fiziksel olarak, ister gerçek ister
hayali olsun, bilinmeyen bir tehlikeye yanıtı kolaylaştırmak için birden fazla vücut sisteminin hoş olmayan aktivasyonu ile karakterizedir. Kötü bir sonuç beklentisiyle ilişkili bilişsel korku duyguları, gerginlik ve kalp çarpıntısı gibi fiziksel duyumlar rahatsızlık için tasarlanmıştır. Kaygı, dikkat çekmek ve önemsediğiniz şeyleri korumak için gerekli değişiklikleri yapmanız için sizi teşvik etmektedir. Ara sıra yaşanan kaygı nöbetleri doğaldır ve hatta üretken olabilir. Kaygı, biz insanların geleceği hayal etme yeteneğine sahip olmamız için ödediğimiz bedel olarak düşünülebilir.
Okuldaki, işteki veya arkadaşlarla olan günlük yaşamı bozar. Kaygıya genellikle depresyon eşlik eder ve ikisi birçok semptomu paylaşır. Erken çocukluk travmaları ve aşırı koruyucu ebeveynlik tutumları; kaygıya karşı savunmasızlığa sebep olabilir.Bizi gereken zamanlarda tetikte tutmada çok önemli bir rol oynadığı için kaygıyı tamamen ortadan kaldırmak ne mümkündür ne de istenir. Tedavi, kaygıyı yönetilebilir seviyelerde tutmayı amaçlar.Anksiyete terapi, ilaç veya her ikisi kullanılarak başarılı bir şekilde tedavi edilebilir.
Anksiyete belirtileri nasıl anlaşılır?
Anksiyete, yalnızca zihindeki sonsuz endişe döngüleriyle değil, genel ürperme ve titremeden kulak çınlaması ve nefes darlığına kadar vücutta şiddetli bir rahatsızlıkla kendini gösterir.
Anksiyete Nasıl Tedavi Edilir ?
Anksiyete bozuklukları genellikle psikoterapi ile başarılı bir şekilde ele alınabilir. Bilişsel Davranışçı Terapi(BDT), bireyin özel kaygılarına göre uyarlanmıştır ve en etkili seçeneklerden biridir. Danışanlar çok fazla sıkıntı yaratan çarpık düşünce kalıplarına meydan okumayı öğrenirler.
KAYNAKLAR:
Bu yazı; https://www.psychologytoday.com/intl/basics/anxiety
sitesinden derlenerek, çevrilmiştir.